Ahmet Kaya piosenki

hep eski bir zamanı getirir gidip de dönmeyene dönüp de görmeyene bu muhacir sızı bu hasret ve sabır kin dalında kızıl bir gonca dökülür kahrın güz ayları odunsuz, etsiz-ekmeksiz gün olur kıtlık kıran gün olur feryat figan dökülür umudun oyaları dökülür buzlu...

işte sabahın seheridir bu sevdanın bir çift gözünü güneşler büyüten gözlerini dağlar sabahın ayazında yanar durur gizli bir gökyüzü şafakları yok ürperir seher gece direnir bir yara bir sancı bir soru gelir dağlardan ve öfkeyi kin dalına asarlar olsun deyu 

hüznün çürük fidelerini kendi ellerinle büyütmüşsen her yanlışa bir kalın çizgi çekerek ve basarak yok oluşun kirli zillerine genç olmanın sorumsuzluğun çelik iğneli hıç'larını boynuna geçirerek gülerek faşizmin dost yüzlü kahpeliğine gencecik fidelerini halkı...

sürdük geceye yıldızları ışıktan yollar döşedik ve damla damla erirken yıldızlarımız toprak damlı evlerde umut sönerken başladık yeniden güneşten döllenmeye ıssız bir acıya bin süngü birden batarken. yıkılanlar oldu bu sıra korku çürümüş bir beyin olarak kafa...

büyür çetelerin hıncı biri nurhak'tan biri gılaladan sökülür gelir bir top ateş olur türküler elmayı dalından koparır gibi düşer gibi sevgilinin gül yanağından zulmün dikenli tellerine gerilir. bayrakları göndere çeken çocuklar uzak bir destandır kangölü guru...

korkuyu acıyla budadılar gencecik hayatlarını kusarak bin dert ile burulmuş yüreklerinde sevda bin bir cehennemle dağlandı ve şarkılar söyleyerek vurdular dünyanın yüzüne korkuyu acıyla budadılar cümle dudakların sustuğu gerdeğin ve döllenmenin sustuğu coşkun...

hıncın kan köpüklü kıyılarında kinle bilenmiştir bu yürek ya kavrulup kuruyacak vurulmuş bozkırın ortasına atılmış derin kuyulara olmuş zorbanın maskarası. ya zehrini içine boşaltacak ateş çemberinde çıldırmış ya köpek gözleri uysal ve sadık ve zari zari boynu...

Uyusun ay büyüsün Camlar buğulanmasın Sen uyu uyusun Bulutlar uyanmasın Işıklar uyanmasın, camlar buğulanmasın Sen uyu uyanmasın İstanbul uyusun Karagümrük uyusun Fatih uyusun Atatürk bulvarında rüyalar büyüsün Sen uyu uyusun İstanbul uyanmasın Sen uyu uyu...

Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimiz de Elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya İkimiz iki dağdan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik Buluşmuştuk bir kavşakta Unutmuştuk ayrılığı, yok saymıştık özlemeyi Şarkımıza dalmıştık Mutluluk mavi çocuk, oynardı bahçemizde...

Ada sahillerinde bekliyorum Her zaman yollarını gözlüyorum Seni senden güzelim istiyorum Beni şad et şadiye başın için Her zaman sen yalancı ben kani Her zaman orta yerde bir mani Her zaman sen uzakta ben müştak Her tellakide bir hayali berrak Nerede o mis g...

Geçiyor önümden sirenler içinde Ah eller üstünde çiçekler içinde Dudağında yarım bir sevdanın hüznü Aslan gibi göğsü türküler içinde Rastlardım avluda hep volta atarken Cıgara içerken yahut coblanırken Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi Çocukça sevdiği çiçeğ...

Dalyan gibi bir çocuktu Benim gözümde küçüktü Küstüde dağlara cıktı İner mi inmez mi bilmem Şimdi dağların tozudur Belki isyanın sazıdır Halen kalbimde sızıdır Diner mi dinmez mi bilmem Adı Yılmaz kendi yılmaz Makamı yok dem tutulmaz Dağlara soru sorulmaz Dö...

Dağlarda öfkeli başım Serhatta hep akşam oluyor Nasipsiz kıştan mı Yağmurdan mı yoksa aşktan mı Ağladıkça Dağlarımız yeşerecek göreceksin Ağladıkça Geceyi tutacağız göreceksin İlk yazda bitti telaşım Alnımda hep kavga duruyor Vakitsiz hırstan mı Bahardan mı...

Ağlama bebek ağlama sen de Umut sende, yarın sende Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye Bu suskunluk bu durgunluk sıkıntın niye (Bu suskunluk bu durgunluk kırgınlık niye) Çok uzakta öyle bir yer var O yerlerde mutluluklar Paylaşılmaya hazır bir hayat var Ağ...

Yüzünün yarısı göz kadife yansımalı Bulutlu siyah ah bulutları eflatun O boy aynasından çıktı fransız malı Vişne asidi vardı tadında rujunun Ah sinema yıldızı falan olmalı Ağızlığı kristal son derece uzun Ellerinde ruh gibi ah portakal kokusu Kırkmaları mor s...

Alnının orta yerinde Bir azap dövmesi hayat Ve kader Acının Çilenin harmanıdır Yiğitlik zulmün sofrasında Dayanmak da Direnmek de Yarın bunları böyle yazacak Yarın bunları böyle yazacak Aklanacak direnme günleri Kavga aklanacak Aklanacak dost da Düşman da Göky...

Her sürgünün gözlerine Bu sebepten ah geceye Kanatlanmış güvercine Kırılacağım, kırılacağım Yeter ki bil sen Yorgun alnımda şafaklar Bir düş kursun arkadaşlar Bırak iz sürsün şarkılar Yeter ki bul sen Mapushane duvarlarına Hüznümü yazacağım Her gün seni düşü...

Alnını dağ ateşiyle ısıtan dostum Yüzünü kan ile yıkayan dostum Senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül Benim yüreğimi harmanlayan isyan olsun. Şimdi dingin gövdende uğultuyla büyüyen sessizlik Ellerimde patlamaya sabırsız mavzer olsun Başını omuzuma yasl...

Dağda keklik avlarım Tabancamı yağlarım Ben bir garip oğluyum Gençliğime yanarım Amanın minnoş minnoş Yaktın beni minnoş Yine oldu akşamlar Eğleniyor gakkoşlar Vay benim deli gönlüm Nerelerde akşamlar Amanın minnoş minnoş Yaktın beni minnoş Zalim ağlattı ben...

Yaşayanlar bir gün ölür Bir gün ölür elbette. Ağaçlarla balıklarla Kuşlarla ben amenna. Ağlayanlar bir gün güler Bir gün güler elbette. Uyanmakla anlamakla Bilmekle ben amenna. Kısa çöp uzun çöpten Hakkını alır elbette. Direnmekle kurtulmakla Barışla ben ame...